Pot-purri
demir parmaklı kadınlar haklıdır
kendini mahpus sanmakta
kapayınca ellerini yüzüne
sen hiç piç gördün mü ?
kalbini bıçak gibi bileyen
sen hiç özür dileyen bir piç gördün mü ?
siline siline yazıyorum bu şiiri
yırtıldı yırtılacak dün denen ne varsa
eski zaman çocuğuyum ben eski zaman
şiir kalbimin kiri
***********************************
ıslanmayı unutan
durulmayı çıkarsın aklından
dokunmak için fazlasıyla çıplak
giyinmeyecek kadar sıcağım
kim gider deliler köyünde bir akıllının ardından
uzun uzadıya uzaklara
gurbetten yabana en baştan en sona
aşk akla atılan bir iftira gibi geliyor bana
aynı yerde durmak yoktu kader gibi
lanetler dökerek kaçmak ziftlenmek asfaltlar gibi
zaten aynı bok
ölmek için bir kadının kalbini içmek
sen güze sımsıkı sarılan serseri
dökülen düşlerini toplamazsa bir kadın
çapkın gülüşünü işlemezse oyasına
çal siyahı güzün boyasına
kırılan kırılsın
yıkılan yıkılsın
kıyametse kıyamet acıysa acı
ateşse ateş irinse irin
boynunu koparsa da azrail
yüreğine dokunamaz şairin
konuşmak için kelimeler büyüttün habire
sustun bak güzel oldu kafalarımız
ağlıyorsun , ne güzel
damlıyor gözlerin toprağa
sen koşma kaçıyor sanıyorlar
dörtnala doğmadın ya anandan
gel sürüne sürüne baharına hayatın
acını anlasınlar
ne güzel ölüyorsun sen çocuk
hayattan kaleler kurarken
balık burcunda ıslanmış talihin ateş almaz
gözlerin de
bir celladın yüreğini sınamış başın gibi
tasasızdır
sürüden ayrılan sürmeli koyun türküsünü
söyleyen kurt